Vücut Algısında Sesin Önemi

0
1019

UCL araştırmacılarının da aralarında bulunduğu uluslararası bir ekip tarafından yapılan yeni bir çalışmaya göre, ses ve obje hareketi, vücut ebatları konusundaki algıları değiştirmek için kullanılabilir.

PLOS ONE’da yayınlanan bu çalışma, bir topu yere atmak gibi bir hareketin beklenen ve hakiki sonuçları arasında bir uyumsuzluk meydana getirmenin, insanların boylarının daha uzun olduğunu hissetmelerine yol açabileceğini ortaya koydu.

Bir nesne yere atıldığında, beyin onun düştüğü yerden olan yüksekliği göz önüne alarak,  isabetli bir şekilde onun ne zaman yere çarpacağını tahmin eder. Nesnenin yere çarpmasını duyma süresini yapay olarak uzatmak, insanların boy algılarının değişmesine yol açar ve onlara boylarının daha uzun olduğunu hissettirir.

İnsanların vücut ebatlarını nasıl algıladıkları oldukça değişkendir; hem de büyümemizi tamamladıktan sonraki yaşlarda bile. Bu konu hakkındaki ilk çalışmalar, çalışma sahası olarak kişinin vücudu hakkındaki duyusal geri bildirimini kullandı. Ama bu çalışma, etrafımızdaki nesnelerin bile vücut ebadımızı hesap etmek için kullanıldığını gösteriyor.  

Bazı Hastalıklara Çare Olabilir

Bu bulgular, Parkinson hastaları veya felç geçirmiş hastaların da aralarında bulunduğu, propriosepsiyonları –diğer parçalarla ilişkili olarak vücuttaki parçaların konumlarını hissetme duyusu- iyi olmayan insanları iyileştirmek için zaten sesi kullanmakta olan çalışmalar için öneriler ve sonuçlar içeriyor olabilir.

Çalışmanın baş araştırmacısı Dr. Ana Tajadura-Jimenez, “Bu sonuçlar ses ve hareketin vücut tasviri üzerindeki şaşırtıcı önemini ortaya koyuyor. Biz sadece vücutlarımızı hissedip görmüyoruz, biz aynı zamanda katı bir nesneyle etkileşime girdiğimiz her seferinde kendimizi duyuyoruz da,” diyor.

“Bu, insanların kronik ağrılardan ya da anoreksiya nervoza gibi zihindeki bozuk vücut tasvirine bağlı diğer hastalıklardan mustarip olduğu klinik durumları tedavi etmek için gidilecek gerçekten umut verici bir yol olabilir.”

“Bu mekanizmalar anlaşıldıkça, onlar bu tip durumlardaki insanlar için yeni terapileri destekleyecek sese dayalı teknolojiler tasarlamak adına bilgi sağlıyorlar,” diye ekliyor ortak yazar Profesör Nadia Berthouze.

Çalışma Nasıl Yürütüldü?

Bu çalışma için, gözleri bağlanmış olan katılımcılar bir topu baş yüksekliğinden yere attılar. Topun hakiki yere çarpma sesi gizlendi ve gerçek boy veya yarı boy ya da o boyun iki veya üç katı olacak şekilde dört benzetim kullanarak, katılımcılara daha uzun veya daha kısa aralıklı yere çarpma sesleri dinletildi. 

Sonra katılımcılardan zaten ezberledikleri bir noktaya doğru bir adım geri gelmeleri ve boylarını görsel olarak tahmin etmeleri istendi. Ortak yazar Profesör Ophelia Deroy, “Sonuçlar, topun algılanan yere çarpma süresi uzadıkça, katılımcıların boylarının ve bacak uzunluklarının da daha uzun olduğunu düşünmeye başladıklarını gösteriyor,” diye açıklıyor.

Ortak yazar Dr. Norimichi Kitagawa ekliyor: “Bu sadece klinik uygulamalar için değerli bir çalışma değil, bu aynı zamanda oyuncuların ekranda daha büyük bir karakteri üstlendikleri hareket kontrollü oyun teknolojilerinin geliştirilmesine de bilgi sağlayabilir.”

Kaynak: Neuroscience News

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here