Çayır Köpekleri Gerçekten Zararlı Mı?

0
1930

Helen Taylor hiçbir zaman kendisini bir aktivist olarak görmedi. Ama 2015 yılında, yaşadığı Fort Collins, Colorado’daki bir arazi parçasının geliştirileceğini öğrendi ve bu çimenlik alan 700 çayır köpeğine ev sahipliği yapıyordu. Taylor bunun çok kötü şeyler olacağı anlamına geldiğini biliyordu. 

Müdahale edilmediği takdirde, çayır köpekleri ya zehirlenecek ya da arazinin üzerinden buldozerle geçilecekti ve bu iki uygulama da hem yasal hem de olağandı. Taylor hayvanları oradan alıp yeni bir yere yerleştirmek için yetkililerle konuştu ve Kuzey Colorado Çayır Köpeği Savunucuları isimli bir organizasyon kurdu. Şehrin içinde hayvanları yerleştirmek için uygun bir yer arayarak ve aynı zamanda karmaşık bir izin süreciyle uğraşarak yaklaşık bir yıl geçiren Taylor ve bir grup gönüllü, hayvanları yakaladı ve onları yapay olarak kazılmış tünellerin de bulunduğu yeni yerlerine taşıdı.  

Çiftçiler, çiftlik sahipleri, geliştiriciler ve hükümet yetkililerinin yaptığı imha çalışmaları ve doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesi nedeniyle çayır köpekleri giderek yok oluyor. 1800’lü yıllardan beri, çayır köpeklerine ciddi bir baş belası muamelesi yapılıyor ve bu hayvanlar köklerinin kurutulması amacıyla zehirleniyorlar. Bugün bile, ABD Tarım Bakanlığı çayır köpeklerini “tarım zararlısı” olarak görüyor. 

150’yi Aşkın Canlı Türü Çayır Köpekleriyle Etkileşimde Bulunuyor

150 yıldır çayır köpeklerini zehirleyen ve silahla öldüren insanlar, yavaş yavaş onların bir baş belası veya tarım zararlısı olmadığını anlamaya başlıyor. 1990’lı yıllarda, biyologlar çayır köpeklerinin geniş bir otlama alanındaki besin ağında bitki ve hayvanları birbirine bağlayan “kilit” türler olduğunu ortaya koydu. Çakalların, porsukların, yırtıcı kuşların ve kara ayaklı dağ gelinciklerinin hepsi de çayır köpeklerini yiyor. Tüneller kazmak da toprağı hareket ettirerek besin maddelerinin döngüsüne yardımcı oluyor ve bu da bizonlar ve sığırlar gibi otla beslenen hayvanların daha sağlıklı ve daha besleyici otlar yemesi anlamına geliyor. Ayrıca, çayır köpeklerinin kazdığı tüneller, oyuk baykuşları, kaplan semenderleri, örümcekler ve böcekler için yaşam alanı yaratıyor. Çevrebilimciler 150’yi aşkın canlı türünün bir şekilde çayır köpekleriyle etkileşimde bulunduğunu tahmin ediyorlar. 

Yetkililer şimdi, çiftçi ve çiftlik sahiplerinin çıkarlarıyla bu bölgelerde yaşayan insanların çayır köpeklerine olan yeni düşkünlükleri arasında bir denge kurmak ve yaşanan sorunlara bir çözüm bulmak üzerinde çalışıyorlar. 

Kentsel alanlardaki çayır köpeklerinin sayılarının çok fazla miktara ulaşabildiği ve hayvanların kazdığı tünellerin erozyona ve yerel bitki örtüsünün kaybına yol açtığı belirtiliyor. Hayvanlar daha kırsal alanlarda da hoş karşılanmıyor çünkü  çukurlar kazıyor ve bitkilerle besleniyorlar. Çoğu araştırmacı onların ot yemek konusunda sığırlarla rekabet etmesi nedeniyle bir sorun oluşturduğunu düşünüyor. Ayrıca çiftlik sahipleri de, çayır köpeklerinin kazdığı tünellerin çiftliklerindeki hayvanların bacaklarının kırılması konusunda bir tehlike oluşturabildiğini iddia ediyor. 

Savunucular Hayvanların Kurtarılması Gerektiğine İnanıyor

Şehirler gelişmeye devam ettikçe ve boş araziler dolmaya başladıkça, çayır köpeklerine yaşayacak yeni yerler sağlamak da daha zor bir hal alabiliyor. Colorado’daki Boulder şehri de şu anda bu sorunla mücadele ediyor. 2013’ten beri her yıl birkaç yüz hayvanın yeni yerlere yerleştirildiği şehir, şu anda bu hayvanlara sağlayabileceği yeni yerlerden fazla miktarda çayır köpeğine sahip. Uzmanlar bir alandaki çayır köpeklerinin miktarı yüzde 30’u aştığında, hayvanların o alanın kaldırabileceğinden daha fazla bitki yediğini ve toprak kazdığını söylüyor. 

Sonuç olarak, savunucular çayır köpeklerinin insanlar ya da otlaktaki besin ağı için ne değerde olduğuna bakılmaksızın kurtarılması gerektiğine inanıyorlar. Helen Taylor, “Çayır köpekleri akıllı ve ilginç hayvanlar ve onların az bir miktarını korumak bile bu hayvanların toplum gözündeki imajını değiştirmek için önemli bir araç olabilir. Onlara yeni bir yer bulup onları taşıdığımız her seferinde, toplumu bilgilendirmek ve insanların bu hayvanların hiçbir öneminin olmadığını hissetmesinde büyük rolü olan mitleri yok etmek için harika bir fırsata sahip oluyoruz,” diyor.

Orijinal makale: Popular Science

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here