İnsanlar üzerinde yapılan küçük çaplı yeni bir çalışmaya göre, kişiselleştirilmiş bir “kanser aşısı” cilt kanserinin öldürücü bir formunun gelişmesini yıllar boyunca engellemeye yardımcı olabiliyor.
Nature Medicine’de yayınlanan çalışma, kısa süre önce kanser nedeniyle ameliyat geçiren sekiz ilerlemiş melanom hastasıyla yapıldı. Araştırmacılar hastalardan alınan tümörlerden örnekler aldılar ve bunları sekiz hastanın her birisi için kişiselleştirilmiş aşılar oluşturmak için kullandılar.
Ekip RNA’ları inceleyerek farklı kanser hücrelerinin içinde hangi özgün proteinlerin var olacağını tahmin etti. Neoantijenler adı verilen bu proteinler bağışıklık sistemi için bir tehlike işareti işlevi görüyor.
Neticede ortaya çıkan aşılar, hastaların bağışıklık hücrelerinin onların neye benzediğini öğrenebilmesi ve kanseri takip edip bulması için bu neoantijenlerin parçalarını içerdi.
Sekiz katılımcının her birisi de, ameliyattan yaklaşık olarak 4 ay sonra kişiselleştirilmiş aşısını oldu ve ekip bunu takip eden birkaç yıl boyunca güvenlik verisi topladı.
T Hücreleri Neoantijenleri Tanımayı Öğrendi
Hastaların sadece yorgunluk ve grip benzeri belirtiler gibi hafif yan etkiler deneyimlediklerini belirten araştırmacılar, aynı zamanda da hastaların T hücresi adı verilen bağışıklık hücrelerinin cevaplarını incelemek için deney boyunca birkaç noktada katılımcılardan kan örnekleri aldılar.
Araştırmacılar aşılanan tüm hastalarda, birkaç yıl sonrasında bile devam eden kalıcı cevaplar gördüklerini ve uzun ömürlü olmaya ek olarak, bu cevapların zaman içinde çeşitlilik kazandığını ve bunun da T hücrelerinin neoantijenleri tanımayı öğrendiği anlamına geldiğini söylüyorlar.
4 yıllık takip süresinin sonunda, sekiz hastanın hepsi de hayattaydı ve sekiz kişinin altısında hiçbir aktif hastalık belirtisi yoktu. Bununla birlikte, katılımcıların bazılarında kanser çalışmanın daha erken zamanlarında nüksetti ve bu insanlar ilave tedaviler gördüler.
Araştırmacılar aşıların tek başına hastalardaki kanseri tamamen yok etmesini beklemediklerini ve bazı hastaların deney sırasında tedavi görmesi nedeniyle, aşı bu tedavilerin gücünü artırıyor mu, yoksa zayıflatıyor mu konusuna da bakabildiklerini söylüyorlar.
Bu konuda ilave tedavi gören hastalardan ikisi ön plana çıktı. Bu iki vakada da, kanser hastaların akciğerlerine yayılmıştı ve onlar “kontrol noktası blokajı” adı verilen ilaçları aldılar. Sistemlerinde hem aşı hem de bu ilaçlar olunca, her iki hastanın da tespit edilebilir kanseri hızlıca yok oldu.
Araştırmacılar bu durumun aşının kontrol noktası ilaçlarıyla birlikte çalıştığının ve onların etkisini artırdığının erken bir işareti olduğunu söylüyorlar.
Orijinal makale: Live Science
