Noemi Procopio, Teksas, Huntsville’deki bir ceset çiftliğinde, çürüyen kalıntıların yanı başındaki sessiz bir laboratuvarda, matkabıyla dikkatli bir şekilde çalışıyor.
Procopio, insan kemiğine yaptığı her kesimde çok az miktarda malzemeyi bir tüpte toplayarak çıkarıyor. Bu değerli toz, bağışçısının ne zaman öldüğü ve kişinin ölüm yaşı hakkında ipuçları barındırıyor.
CSI: Crime Scene Investigation gibi popüler televizyon programları ve gibileri, bir kişinin ölüm saatini hesaplamayı kolaymış gibi gösterebilir. Ancak bir cesedi kolonize eden böcekleri analiz etmek gibi birçok yöntem (SN: 11/18/08), çoğunlukla çıplak kemiklerden oluşan kalıntılar için işe yaramaz. İskelet kalıntıları için ölümden bu yana geçen süreyi tahmin etmek, oldukça öznel bir ölçü olan kemikleri ayrışma dereceleri açısından incelemeye dayanıyor.
İngiltere, Newcastle’daki Northumbria Üniversitesi’nde adli bilim insanı ve moleküler biyoteknoloji uzmanı olan Procopio, analistlerin aynı kemikler için farklı sonuçlara varmasının alışılmadık bir durum olmadığını söylüyor.
Bu zorluklar, Procopio’ya, zamanı ölçmek için nesnel ve güvenilir bir yol sağlayabilecek proteinleri ve diğer molekülleri kemiklerde arama konusunda ilham verdi. O ve meslektaşları şimdiden bir avuç aday belirlediler. Şimdi, türünün en büyük çalışmalarından birinde, ekip bu zaman işleyişi moleküllerini izliyor ve 100’den fazla kişinin kadavralarında benzerlerini arıyor.
Procopio’nun daha önce bulduğu gibi, kemiklerdeki proteinlerin, zamanı takip etmek için kullanılabileceği birkaç yol var. Bazı proteinler bozunduğunda, proteinlerin yapı taşları olan amino asitlerinden biri aylar veya yıllar içinde belirli bir kimyasal grubu kaybeder. Bu eksik parçalar, araştırmacılara bir proteinin ne kadar süredir bozunmakta olduğu konusunda ipucu verebilir. Bu arada, protein popülasyonları da ölümden sonra bileşimde değişir.
Davis, California Üniversitesi’nde biyokimyacı olan ve bu çalışmaya dâhil olmayan Glendon Parker, biri öldükten sonra bile vücutta hala kimyasal tepkimelerin olduğunu söylüyor.
Parker, bir hücre, organ veya diğer numunelerdeki proteinlerin incelenmesi olan proteomiklerin son birkaç on yılda ilerlediğini ve temel biyolojiye yeni bakış açıları sağladığını söylüyor. “Sahada meydana gelen büyük devrim göz önüne alındığında, adli tıp pratikleri üzerinde bir etkisi olması sadece bir zaman meselesi.”
Procopio, birkaç yıl önce doğal olarak ölen domuz yavrularıyla birlikte kemiklerin nasıl saat aldığını araştırmaya başladı. Kemiklerini gömdü ve bir yıl sonra kemik tozunu kazımak için kazı yaptı. Araştırmacılar, 2017 yılında Journal of Proteome Research dergisinde, tozun analizi, kemik mineralizasyonunda yer alan bir protein miktarı ile domuz yavrularının ölüm yaşları arasında bir bağlantı olduğunu ortaya çıkardı. Fetuin-A adı verilen bu proteinin seviyeleri yaşla birlikte azalır.
Procopio daha sonra insanlara geçti. Ekibinin 2021’de aynı bilimsel dergide bildirdiğine göre, dört cesetle yapılan bir pilot çalışmada, bazıları kemiklere yapısını verenler de dâhil olmak üzere kemiklerdeki çeşitli proteinlerin bolluğu ölümden bu yana zamanla azaldı.
Procopio’nun Birleşik Krallık Araştırma ve İnovasyon Geleceğin Liderleri Bursu’nun bir parçası olan en son ve en büyük çalışması devam ediyor. Ekibi, Teksas ve Tennessee’deki üç ceset çiftliğinde 120 kadavranın kaval kemiğinden örnek alıyor. Bedenlerini bilime bağışlayan bu insanların ölüm tarihleri, birkaç ay öncesi ile birkaç on yıl arasında değişiyor.
Adli bilim insanı Noemi Procopio ve ekibi, ölümden sonra vücutta meydana gelen kimyasal değişikliklere ipucu vermek için bu insan kaval kemiği gibi bağışlanan kalıntılarda kesintiler yapıyor. Çalışma, ölüm zamanı tahminlerinin iyileştirilmesine yardımcı olabilir.
Procopio’nun ekibi, protein adaylarını araştırmaya ve kemiklerdeki diğer potansiyel protein zamanlayıcılarını aramaya ek olarak, proteinlerin parçalanmasından kaynaklanan küçük moleküller gibi diğer molekül türlerini de araştırıyor. Birlikte, bu moleküler ipuçları, araştırmacılara bir vücudun tam olarak ne kadar süredir ve ne tür bir ortamda ölü olduğuna dair daha doğru ve ayrıntılı bir resim verebilir.
Procopio sonunda bulduğu işaretleri ölümden bu yana geçen süreyi tahmin eden bir bilgisayar modeline veya denklemine dâhil etmeyi umuyor. Böyle bir araç, bir gün dünyanın tanımlanamayan cisimler yığınını çözmeye yardımcı olabilir. Adalet Bakanlığı’na göre, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl yaklaşık 4.400 kimliği belirsiz ceset ortaya çıkıyor ve bunlardan 1.000’i bir yıl sonra anonim kalıyor.
Procopio, ceset sayısının “korkunç fazla” olduğunu söylüyor. Mevcut teknikleri kullanarak “cesetlerin çoğu tanımlanamayacak bir durumda bulunuyor” diyor.
Kaynak: N. Procopio, A.T. Chamberlain and M. Buckley. Intra- and interskeletal proteome variations in fresh and buried bones. Journal of Proteome Research. Vol. 16, April 24, 2017, p. 2016. doi: 10.1021/acs.jproteome.6b01070.