Birçoğumuz için, kış mevsimi burun akıntısı, öksürük, vücut ağrıları ve mide virüsleriyle geçen bir dönem. Ve dışarıda sizi iliklerinize kadar üşüten son derece soğuk ve karlı ya da yağmurlu bir hava olduğunda da başka ne beklenebilir ki?
Aslında, bu çok yaygın olan bir yanlış anlama. Nezleyi (ve bazen de gribi) açıklamak için tarih boyunca nezle-hava teorisine başvuruldu. Psikolog Carol K. Sigelman, “Soğuğa ve özellikle de nemli havaya maruz kalmanın nezleye yol açtığı inancı, en azından Hipokrat ve onun vücut sıvıları teorisi kadar eskiye dayanıyor,” diye yazıyor.
Peki, bu teori neden zamana dayanıyor? Nezlenin dünya genelinde daha soğuk ve daha ıslak geçen aylarda daha yaygın olduğu bir gerçek. Ama on yıllar boyunca, nezle ve soğuk havaya maruz kalma arasındaki bağlantıyı incelemek için maksatlı bir deney yapılmadı. Bu nedenle, 1946 yılında, Britanya’da özel olarak nezleyi araştırmak için bir ekip kuruldu. Soğuk Algınlığı Birimi (Common Cold Unit) adı verilen bu ekip, gönüllü insanlar üzerinde kapsamlı testler yürüttü.
1948 yılında, Kraliyet Sanat Cemiyeti’ne yaptığı bir konuşmada, bir virolog ve birimin kurucusu olan Christopher Andrewes, nezleyi araştırmanın sadece “birbiri ardına gelen cevapsız sorulara” yol açtığını kabul etti. Andrewes üşümenin tek başına insanı nezle yapmıyor gibi göründüğünün söylenebileceğini ama gerçekte bunun neden böyle olduğunu bilmediklerini söyledi.
İnancın Yaygınlığının Sebebi Soğuk Havada Dışarı Çıkmanın Nezle Benzeri Belirtiler Üretmesi Olabilir
Bunun yanı sıra, Andrewes’un gözlemlerine göre, nezlenin en az yaygın olduğu yerler dünyanın en soğuk bölgeleriydi. Andrewes, “Kuzey Kutup Bölgesi’nde medeniyetten uzakta her türlü zorluğa maruz kalan araştırmacıların nezle olmadığı kanıtlanmış bir gerçek,” dedi.
Soğuk Algınlığı Birimindeki bilim insanları nezleyi araştırmaya devam ettikçe, yapbozun giderek daha fazla parçasını birleştirmeyi başardılar. Buna göre, yorgun veya stresli olmak nezleye karşı olan savunmasızlığı artırıyordu, mikroplar soğuk havada daha uzun süre yaşıyordu ve bu mikroplar muhtemelen damlacıklar yoluyla yayılıyordu.
Peki, on yıllarca süren araştırmalar sonucundaki karar nedir? Neden kış mevsimi nezlenin en çok görüldüğü zaman? Sigelman bunun en muhtemel açıklamasının, “Havaların en kötü olduğu dönemin, aynı zamanda da insanların kapalı alanlarda çokça vakit harcadığı, mikropları birbirine geçirdiği ve ayrıca da belirli nezle ve grip virüslerinin daha yaygın olabildiği zamanlar olması,” olduğunu belirtiyor.
Yine de, insanların neden sürekli olarak bu yanlış anlamaya düştüğünü görmek kolay. Sigelman’a göre, bu inancın bu kadar yaygın olmasının olası sebeplerinden biri, “Soğuk havada dışarı çıkmanın gözlerde yaşarma, burun akıntısı ve üşüme gibi nezle benzeri belirtiler üretmesi,” olabilir.
Orijinal makale: JStor Daily