Biyokütle Yakmanın Bilinmeyenleri

0
243

Oksitlenmiş organik aerosol ortamdaki partikül maddenin önemli bir bileşeni ve iklimi, insan sağlığını ve ekosistemleri ciddi ölçüde etkiliyor. Biyokütle yakmaktan kaynaklanan oksitlenmiş aerosollerse özellikle zehirli ve bunlar bilinen kanserojenler olan mutajenleri büyük miktarlarda içeriyor. Yanan biyokütle parçacıklarını nefes yoluyla içe çekmek de oksidatif strese ve kalp krizi, inme ve astım gibi çok çeşitli hastalıklara yol açabiliyor. 

Oksitlenmiş aerosol ağırlıklı olarak, biyokütle yakmak gibi kaynaklardan yayılan uçucu ve yarı uçucu bileşiklerin atmosferik oksidasyonundan meydana geliyor. Bugün kullanımda olan bütün modeller, oksitlenmiş aerosolün güneş ışığının varlığında oluştuğunu ve bunun çevrede gözlemlenen seviyelere ulaşması için günler boyunca atmosferik bir süreçten geçmesi gerektiğini varsayıyor. Doğal olarak, bu oksitlenmiş aerosolün gündüzleri ve çoğunlukla da yaz mevsimi gibi güneş ışığının bol olduğu zamanlarda oluştuğunu ima ediyor. 

Ancak oksitlenmiş organik aerosolün büyük bir miktarı kışın ve dünya genelinde fotokimyasal aktivitenin düşük olduğu; sıklıkla da biyokütle yakımının yoğun olduğu diğer zamanlarda oluşuyor. Modeller oksitlenmiş aerosol seviyelerini üç ila beş kat daha az tahmin ediyor. Bu durumun kamu sağlığı ve iklim için içerdiği önemli sonuçlar bulunuyor. 

Biyokütle Salınımları Gece Hızla Oksitleniyor

Proceedings of the National Academy of Sciences’de yayınlanan bir çalışma, bu açıklanamayan oksitlenmiş ikincil partikül madde kaynağının, biyokütle yakmaktan kaynaklanan salınımların geceleri oksitlenmesi olduğunu gösteriyor. Laboratuvar ölçümleri ve saha gözlemleri kullanılarak yapılan çalışmaya göre, biyokütle salınımları gece hızla oksitleniyor ve üretilen aerosol kışın kentsel çevrelerde gözlemlenene son derece benziyor. Çalışma bu yeni keşfedilen mekanizmanın ABD genelindeki organik aerosol seviyelerini önemli ölçüde etkileyebildiğini gösteriyor.  

Bu çalışmanın önemli olmasının birkaç nedeni var. Öncelikle, çalışma hızlı bir şekilde ve büyük miktarlarda oksitlenmiş aerosol üretilmesi için güneş ışığının gerekli olmadığını kesin bir şekilde gösteriyor. İkincisi, bu mekanizma, Avrupa ve Çin’de olduğu gibi, kışın kentsel çevrelerde meydana gelen sis olayları sırasında görülen yüksek seviyelerdeki organik kirliliğin açıklamasını yapabilir. Ve son olarak da, çalışma biyokütle yakmanın gece, kış mevsiminde ve güneş ışığının az olduğu ve dünya genelinde yoğun sis olaylarının meydana geldiği diğer zamanlarda bir hava kirliliği kaynağı olarak rolünü önemli ölçüde büyütüyor.

Orijinal makale: Phys.org

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here